Yalçın Ayaslı muhtemelen dünyanın en tanınmış Türk bilim ve iş insanlarından biri. l985"te ABD'nin Massachusetts eyaletinde kurduğu Hittite Microwave Corporation şu anda NASDAQ'da halka açık ve dünyadaki en gelişmiş entegre devreleri ile alt sistemlerini üretiyor. Ayaslı sayesinde Mars üzerinde dolaşmakta olan "Mars Rover" aletinden, uydu ve cep telefon haberleşme sistemlerine ve füzelere kadar birçok uygulamada üzerinde "Hitit Güneşi" olan çipler ve kara kutular kullanılıyor. Üstelik bu devrelerin bir bölümü firmanın ITÜ Teknokent'teki ofisinde Türk mühendisleri tarafından tasarlanıyor.

Bu başarının bir benzerini mi yakalamak istiyorsunuz? "iyi eğitimle başlıyor her şey" diyor Ayaslı. Eğitimden de sadece okul ve üniversitedeki mesleki dersleri kastetmiyor: "Tarih, edebiyat, felsefe, ekonomi ve bilimsel konularda hiçbir dakika boş geçirmeden devamlı ve hayat boyu okumayı ve düşünmeyi tavsiye ederim."

66 yaşındaki Ayaslı l968'de ODTÜ'den elektronik mühendisi olarak mezun oldu. Massachusetts lnstitute of Technology'de (MiT) aynı alanda doktora yaptı. Bir süre ODTÜ"de öğretim üyesi olarak çalıştı. l 985"de Hittite Corp.'u kurmadan önce dünyanın en büyük güdümlü füze üreticisi Raytheon'un araştırma bölümünde mühendis olarak çalıştı.

1985'te Hittite büyük cesaret ve fedakarlıkla doğdu.

Ayaslı, "Bir memur çocuğu olarak, çalıştığım firmadan ayrılıp, bir sene evimizin bir odasında çalışarak teknoloji firması kurma fikrini tabii ki ABD'deki girişimcilik ruhuna ve girişimcilere toplumda gösterilen saygı ve desteğe borçluyum" diyor ve ekliyor: "Başka hiçbir ülkede ve ne yazık ki özellikle Türkiye'de aynı yolu deneyerek başarıya ulaşabileceğimi zannetmiyorum."

Derslerden kaytarmak için can atan üniversite öğrencileri burayı dikkatle okuyun: Ayaslı bugüne kadar yaptığı en iyi yatırımın ODTÜ Elektronik Bölümü'nde gece gündüz çalışarak harcadığı beş sene olduğunu söylüyor. iş hayatına atıldığında burada öğrendiği lngilizce, aldığı temel mühendislik eğitimi ve bu eğitimin sağladığı "olayları doğru ve bilimsel tahlil etme yeteneği" iş hayatına yön vermiş.

"Başarılı olup 20 sene çalıştıktan sonra beni FORBES 100 listesine taşıyan firmamı hiçbir mali kaynak koymadan sadece yeni mühendislik buluşları üzerine kurdum" diyor.

Yalçın Ayaslı kurucusu olduğu bu şirketteki yönetim kurulu başkanlığı ve CEO'luk görevlerinden 2005'te ayrıldı. 2006'dan 2011 sonuna kadar yaptığı toplamda 438 milyon doları bulan hisse satışları ile payı yüzde 48'den yüzde 1O'a düştü. Ayaslı kazandığı parayla Türkiye'ye yatırım yapmaya başladı. Bölgesel havacılık şirketi Borajet için 100 milyon dolardan fazla yatırım yaptı. 2010'da Nişantaşı'nda yedi katlı "Armaggan" isimli bir mağaza açtı. Ayrıca "Nar" isimli zeytinyağından, reçel ve sirkeye gurme ürünler üreten bir şirketi var. 2009'da 18 milyon dolara satın aldığı lstanbul, Nuriosmaniye'deki binada Armaggan'ın ikinci şubesini açtı. Ayvalık'ta aldığı zeytinyağı fabrikası ve zeytinlik, Dudullu'da kurduğu reçel fabrikası gibi yatırımlar da eklendiğinde Ayaslı'nın Türkiye'deki toplam yatırımları 150 milyon doları geçiyor.

Ayaslı bu dönemi "ikinci meslek hayatım" olarak adlandırıyor ve Türkiye'ye yaptığı yatırımları da "hayatının en iyileri" olarak tanımlıyor. Ancak bir farkla; bu yatırımlardan beklentisi daha çok para kazanmak değil. "Paradan para üretmek değil, para olmadan yaratılamayacak güzellikler ve hizmetler üretmek istiyorum" diyor. Ayaslı tam da bunu yapıyor. Anadolu"nun unutulmaya yüz tutan tarihi, kültürel ve sanatsal mirasını yeniden hayata kazandırmaya ve dünyaya tanıtmaya çalışıyor; bu mirası temel alan ürünler üretiyor; genç sanatçıları destekleyip onları dünyaya açıyor... Özellikle "Armaggan" mağazalarında sunduğu ürünlerdeki 'birinci sınıf beğeni' anlayışının izleri, onun nasıl bir şevk ve inançla bu idealine sarıldığını çok iyi anlatıyor.

Dolayısıyla Ayaslı'nın bu bakış açısı, servet ve para tanımını da farklılaştırıyor. "Öncelikle" diyor, "Kişi mesleğinde en iyi ve doğru olmak üzere yola çıkmalı. Verdiği hizmet, yarattığı değer ailesine, topluma ve en ideali, insanlığa 'nasıl en faydalı olur' diye düşünmeli. Eğer ki başarılı olursa bu toplum tarafından değerlendirilir. Bu yolda kazanılacak servet de bu değerlendirmenin bir parçasıdır. Çocuklarına doğru örnek oluşturmak, toplumda saygıdeğer olmak. diğer insanlara hizmetten doğan huzur ve mutluluk da kazanılması gereken, para ile ölçülemeyecek bir servettir.'"

Para ise ona göre -doğru ve temiz bir yol ile kazanılmışsa- toplumun yapılan işe ve yaratılan ürüne verdiği değerin bir ifadesi. "Para ayrıca iyi, güzel ve faydalı şeyler yapabilme gücünü ve sorumluluğunu ifade ediyor" diye de ekliyor.

Adil Uçar